ara sıra,
herkesin yüksek sesle dillendirdiklerine değil,
gönülden gelen fısıltılara kulak vermeli insan.
Etiket: Yazılar
Safderun
Bizim köyün safderun oğlunun, pamuk çilesine giden yavuklusu Safiye’nin peşi sıra söyledikleri;
Sen yüküne sarıldın, yollara düştün,
Ben üryan kaldım, yetime döndüm.
Aynadaki ben, vay haline vay.
Ahali seyran sefasında,
Ben gönlümün tasasında.
Döndüm kendime, vay halime vay.
Göz gördü, kulak işitti,
Yarim güldü, buyurdu cenneti gün.
Sardım seni, vay halimiz vay.
Eee, Nazım’ın da dediği gibi “Ancak seven yürek bu, yavukludan uzak kalmaya dayanır mı?”.
Tablo: Winslow Homer, The Cotton Pickers
Denemeler
…
Eskiden aklıma gelen şeyi yazardım. Üzerinde kafa yormaktan zevk alırdım. Şimdi ise vaktim yok diye düşünüyorum. Hemen bir şey olsun istiyorum. Mesela uzun bir mektup yazacağım ama bunu okuyacak kişiye ulaşana kadar sabredemeyecekmişim gibi hissediyorum.
Benzer durum diğer konularda da geçerli. İçimden gelmiyor yapmak. Aslında aklımda var düşünceler. Yapabilecek durumdayım. Zamanında çok da yapmıştım. Sabrederdim. Didinirdim. Uğraşırdım. Tembellik değil bunun tanımı. Anlamsız geliyor yapacağım iş. Sonuna inanmamak ile ilgili bir şey.
Kendim dahil olmak üzere hiç bir şeye inancım, güvenim kalmamış.
…
Fotoğraf: Eda Köktaş, Kara
Reçine
Reçine ağacın özütüdür.
Kendinden bir parçadır, besindir.
Ağaç yaşlandıkça akıtır.
Temizdir ama akarken toz da bulaşır, kabuk da bulaşır, böcek de bulaşır.
Dışarıdan gelen etmenlere baktığında gözüne saf görünmeyebilir.
Ancak özü ağaca özgüdür.
Sen, içini mi alırsın? Dışından mı tutarsın?
Gözün dışına bakar. Elin dışını tutar.
Aklın içini görür. Gönlün içine dokunur.
Fotoğraf: İbrahim Tanrıverdi, Reçine
Böyle de güzeliz!
Hani diyoruz ya, ben neden böyleyim diye – içten ve saf bir dille -. Belki de biz böyle olduğumuz için güzeliz. Böyle güzel olduğumuz için birbirimizi sevmeliyiz.