Ne ses ne de bakışlar geçer bu kızıl duvarın ardına.
Anlamını yitirmiş sözcükler, ifadesiz yüzler biriktirir dibinde.
Önce tane tane, sonra kucak dolusu, ardından yığına döner yaprak yaprak.
Sonbahar yağmuru gibi ıslar göz yaşların,
Damla damla doldurur dert sarnıcını.
Duvarın ardı ıslatmasa da tenini, yakar küle döndürür kızılca yüreğini.
Tablo: Edgar Ende, Duvar