Vakit

Vakit geç,
Mum ışığı aydınlatıyor karanlığı.
Sahte bir aydınlığın geçici sıcaklığı ısıtmıyor bedenimi.
Yine de yanımda seni görünce ben,
Elime dokununca sen,
Tüm olup biten sanki gerçek olur,
Bir hayalden ibaret olduğunu bilsem de ben.

Tablo: Georges de La Tour, Magdalena Wrightsman

Gibi

İlk bakışmamızı hatırlar mısın,
Hani,
Kuşun kanat çırpışı kadar ani,
Alevin koru kadar sıcak,
Kar suyu kadar berrak,
Kayan yıldız kadar parlak,
Ama hepsi gibi geçici.
Bir var, bir yok gibi.
Büyüsüne kapıldığımız o anı.

Tablo: Peder Severin Krøyer and Marie Krøyer, Double-portrait

Bekleyiş

Bir haberdi doğduğum gün.
Yıllar yitip gitme telaşındayken,
Kupürlerle doldu bir ömür.

Geçmişten bir manşet!
Yeniden belirdi takvim yaprağı ardında.

Bu sefer haber olmayı değil,
Kapımı çalmanı beklediğim gündü.

Tablo:Laurits Andersen Ring, At Breakfast (1898)

Doyum

Bir dirsek,
Denizliğe yaslı.
Bir serinlik,
Yaz yağmuru ardı.
Bir fısıltı,
Esintiye sarılı.
Bir kadeh,
Kandan kırmızı.
Bir nefes,
Candan tatlı.
Bir de sen,
Dilimde saklı.

* Denizlik ne demek? >>Sözlüğe Git!<<

Tablo: Edward Ladell, Still Life

Alarga

Bir tutam yem gibiydi sevdamız.
Deniz gülümsedi, biz salladık.
Yalandan mutluluğu sahi sandık.
İnceden bir akıntı sürükledi yıllarımızı,
Farkına varamadık.

Sonra korku sardı ağlarımızı,
Telaş çevirdi dümenimizi.
Demir atacak yer aradık.
Ne sığınacak koy,
Ne de yaslanacak iskele bulduk.

Tablo: Hans von Bartels, CROUCHING FISHERMAN