İlk Adım

Eda Köktaş, Kınalıada

Öyle anlat demekle olmaz zaten.
Bazen kendiliğinden dökülür sözler.
Bazen sese de gerek olmaz, anlatır gözler.

Kısa bir mesafedir aslında aşılması gereken.
O adımı nasıl attığını bilemezsin,
Eğer yeterince ısındıysa yüreğin.

Eda Köktaş, Kınalıada

 

 

 

Fotoğraf: Eda Köktaş, Kınalıada

Bir Arzu

Eda Köktaş

Bir arzu ki bırakıyor soruları cevapsız,
Tadı bu, aslı bu, nedeni bu.
Güzel bir hayal var önünde günahsız,
Canı bu, ismi bu, eseri bu.

Fotoğraf: Eda Köktaş

Denemeler

Eda Köktaş, Kara

Eskiden aklıma gelen şeyi yazardım. Üzerinde kafa yormaktan zevk alırdım. Şimdi ise vaktim yok diye düşünüyorum. Hemen bir şey olsun istiyorum. Mesela uzun bir mektup yazacağım ama bunu okuyacak kişiye ulaşana kadar sabredemeyecekmişim gibi hissediyorum.

Benzer durum diğer konularda da geçerli. İçimden gelmiyor yapmak. Aslında aklımda var düşünceler. Yapabilecek durumdayım. Zamanında çok da yapmıştım. Sabrederdim. Didinirdim. Uğraşırdım. Tembellik değil bunun tanımı. Anlamsız geliyor yapacağım iş. Sonuna inanmamak ile ilgili bir şey.

Kendim dahil olmak üzere hiç bir şeye inancım, güvenim kalmamış.

 

Eda Köktaş, Kara

 

 

 

Fotoğraf: Eda Köktaş, Kara

Reçine

İbrahim Tanrıverdi, Reçine

Reçine ağacın özütüdür.
Kendinden bir parçadır, besindir.
Ağaç yaşlandıkça akıtır.
Temizdir ama akarken toz da bulaşır, kabuk da bulaşır, böcek de bulaşır.
Dışarıdan gelen etmenlere baktığında gözüne saf görünmeyebilir.
Ancak özü ağaca özgüdür.
Sen, içini mi alırsın? Dışından mı tutarsın?

Gözün dışına bakar. Elin dışını tutar.
Aklın içini görür. Gönlün içine dokunur.

İbrahim Tanrıverdi, Reçine

Fotoğraf: İbrahim Tanrıverdi, Reçine

Şefkat

Eda Köktaş, Eminönü

Nerede bir kuş görsek yaralı,
Elimizi çekemeyiz üstünden.
Nerede bir gönül bulsak sevdalı,
Emeğini silemeyiz ömründen.

Eda Köktaş, Eminönü

 

Fotoğraf: Eda Köktaş, Eminönü