Hayatımdaki ilk yuvam,
Canıyla canıma can katan,
Yumuşacık elleriyle sarmalayan,
Cennet bahçesi kokan annem.

Şefkatle sırtımı sıvazlayan,
Merhameti yüreğinden esirgemeyen,
Tasada ve saadette yaren olan,
Cenneti ayaklarının altında taşıyan annem.

Tablo: Jan Gossaert, Madonna

Sisli bir sabaha açtım gözlerimi
Uyku ağır bedenim yorgundu
Kalkmak için neden arıyordum
Yeni bir başlangıç mı?
Sıradan bir gün mü?
Gerçekler sis ardından belirdi
Ne yeni ne de sıradandı gün
Eksik bir ben vardım ortada.

Tablo: Caspar David Friedrich, Deniz ve Keşiş

El sıkıştık, ben seni sevdim
Birbirimizi tanıdık, ben seni yine sevdim
Zaman geçti yakınlaştık/ paylaştık ve ben seni daha çok sevdim
Şimdi korkuyorum
Hayatımda doldurduğun boşluğun yeniden açılacak olmasından
Sevgimi kaldırma vakti gelmesinden korkuyorum
Ama biriktirdiğimiz fasikülleri sıralayacak yer bulamıyorum zihin kitaplığımda.
Keşke olmasaydın mı demek istiyorum
Tam tersine keşke daha da dolu geçseydi kısıtlı vaktimiz
Ama gün geldi vaktim doldu
Şimdi ben , yükümü boşaltacak liman arıyorum.

Tablo: Tablo: Francesco Guardi

Niye yazıyorsun diyenlere, belki gerçek olurlar diyorum.
Ya olmazsa diyenlere;
Ömrüm kısıtlı, yazdıklarım ömürsüz diyorum, tıpkı sevgim gibi.

Tablo: Osman Hamdi Bey, Okuyan Genç Emir

Gecenin sezliğini bozan tik tak sesi gibi
Uykusuz gecelerimizin küçük bedeni
Gün doğumuyla uzayan bedeninde
Nil nehrinden yansıyan ışık gibi parlıyor gözlerin
Gülüşün dolduruyor kalbimizi
Benim güzel küçüğüm.

Tablo: Leon Belly, Nil Nehrinden Su Alan Kızlar