Safderun

Bizim köyün safderun oğlunun, pamuk çilesine giden yavuklusu Safiye’nin peşi sıra söyledikleri;

Sen yüküne sarıldın, yollara düştün,
Ben üryan kaldım, yetime döndüm.
Aynadaki ben, vay haline vay.
Ahali seyran sefasında,
Ben gönlümün tasasında.
Döndüm kendime, vay halime vay.
Göz gördü, kulak işitti,
Yarim güldü, buyurdu cenneti gün.
Sardım seni, vay halimiz vay.

Eee, Nazım’ın da dediği gibi “Ancak seven yürek bu, yavukludan uzak kalmaya dayanır mı?”.

Tablo: Winslow Homer, The Cotton Pickers

Naif

Hali naiftir kul,
Derdi serilidir yol.
Çekmemelidir buhran,
Eylemelidir seyran.

Tablo: Yuan Dynasty (14 üncü yüzyıl), Pink and White Lotus / Nilüferler

Böyle de güzeliz!

Hani diyoruz ya, ben neden böyleyim diye – içten ve saf bir dille -. Belki de biz böyle olduğumuz için güzeliz. Böyle güzel olduğumuz için birbirimizi sevmeliyiz.

Yas

Bir ses getirdi haberi.
Ardıma bile bakamadan,
Koştum güneşe doğru.
Geçtim güneşi, soğuktu.
Sardım dallarını, ısıtamadım.
Kıpraştırmadı rüzgar yaprakları.
Bağırdım, bağırdım, bağırdım,
Duyuramadım beni.
O huzura ben yasa yollandım.

Tablo: Sir George Clausen, Youth Mourning

Durak

Toprak misali sessiz yollar,
Hınca hınç dolu duraklar,
Ayakları seyir eder ıslak banklar,
Çehrelerde durur umut dolu bakışlar.

Ufukta süzülürken beklenenin dumanı,
Sırası geleni binme telaşı,
Sılası geleni kavuşma heyecanı sarar.
Tel örgünün ardından bakarken ben.

Tablo: Abell Roy, Railway Station